Jump to content

Yakuza ve Japon Rolleri: "Onur ve Gelenek"


lencarst

Önerilen İletiler

xTkF0Mw.jpg

image.png

Yakuza (aynı zamanda bōryokudan veya gokudō olarak da anılır), Japon gangsterlerine ve mafya gruplarına verilen genel bir isimdir. Japonya’da ve diğer coğrafyalarda, özellikle Batı’da; Yakuza terimi bireysel gangsterlere, suçlulara işaret etmekle beraber aynı zamanda özellikle Japonya’da süregelen organize suç örgütünden  bahsetmek için de kullanılır. Yakuza, dünyanın en eskiye dayanan ve yerleşik düzene sahip olan mafya örgütüdür. Bu organizasyon kendine ait bir kültüre; bir giyim ve yaşam tarzına, kendine has cezalandırma yöntemlerine, eşi başka kültürlerde görülmeyen ritüellere sahiptir. 

Yakuza, Japonya'da faaliyet gösteren organize suç örgütleri olarak bilinir. Yakuza, "ya" ( 8 ), "ku" (9) ve "za" (3) gibi sayıların Japonca okunuşundan gelir ve toplam 20'yi ifade eder. Bu sayıların toplamı, yasadışı sayılarla dolu bir dizi oyun olan "oyabun-kobun" hiyerarşisine atıfta bulunur. Yakuza, genellikle Japonya'nın büyük şehirlerinde faaliyet gösterirler ve geleneksel olarak suç, kumar, fuhuş ve uyuşturucu ticareti gibi yasadışı faaliyetlere yönelirler. Aynı zamanda işçi sendikaları, inşaat şirketleri ve finansal kurumlar gibi yasal işletmeleri de kontrol ederler.

Yakuza, geleneksel olarak üç katmanlı bir hiyerarşiye sahiptir: Oyabun (lider), kobun (alt liderler) ve teğmenler (alt kademeler). Oyabunlar, genellikle ömür boyu bağlılık, sadakat ve "yubitsume" adı verilen parmak kesme törenine tabi olan kobunlardan oluşan bir aile grubunu yönetirler. Yakuza, Japonya'daki suç ve suçla mücadele yasaları nedeniyle yasal bir organizasyon olarak kabul edilmezler. Bununla birlikte, yasadışı faaliyetlerini sürdürmeye devam etmek için yasal işletmeleri kullanma eğilimindedirler. Ayrıca, Yakuza ile ilişkisi olan insanlar ve kurumlar da yasal sorunlarla karşı karşıya kalabilirler.

Japon hükümeti, Yakuza'yı çökertmek için yasal adımlar atmış ve sıkı bir şekilde izlemektedir. Bununla birlikte, Yakuza hala Japonya'daki suç dünyasında önemli bir güce sahiptir ve uluslararası suç örgütleriyle de bağlantılıdır. Yakuza üyeleri genellikle özelleştirilmiş dövmeleri ve geleneksel Japon giysileriyle tanınırlar. Ayrıca, birçok Yakuza üyesi, kendi kendine savunma teknikleri olan "kobudo"yu öğrenirler.

Yakuza, Japonya'da kültürel olarak önemli bir yere sahiptir ve bazı Japon filmleri, dizileri ve mangaları Yakuza ile ilgilidir. Ancak, Japonya'nın suç dünyasındaki varlığı nedeniyle, Yakuza toplum içinde genellikle olumsuz bir imaja sahiptir. Son yıllarda, Yakuza'nın nüfusu azalmıştır ve hükümetin yasal müdahaleleriyle birlikte finansal kaynakları da azalmıştır. Yakuza liderleri ve üyeleri, Japonya'da düzenli olarak yapılan polis baskınları ve yasal soruşturmalarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bununla birlikte, Yakuza'nın varlığı hala devam etmektedir ve Japonya'nın suç dünyasındaki gücü devam etmektedir. Yakuza, suç, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı gibi yasadışı faaliyetlerine devam etmektedir. Yakuza ayrıca, 2011 Tohoku depremi ve tsunami gibi felaketlerde yardım faaliyetlerine de katılmıştır.

Japonya, Yakuza gibi organize suç örgütleriyle mücadele etmek için sıkı yasal düzenlemeler uygulamaya devam etmektedir. Hükümet, Yakuza'nın finansal kaynaklarını kesmek için yasal olarak işletmeleri kapatmak ve banka hesaplarını dondurmak gibi adımlar atmaktadır. Yine de, Yakuza'nın Japonya'daki suç dünyasındaki varlığı hala devam etmektedir ve hükümetin mücadelesi devam etmektedir. Yakuza, Japonya’da Samuray geleneğinde karşımıza çıkan ritüellere oldukça yakın uygulamalara sahip olup, üyeleri de vücutlarını özenle dizayn edilmiş dövmelerle donatmaktadırlar. Örgütler haraç, şantaj, kaçakçılık, fuhuş, uyuşturucu/silah ticareti, kumar, tefecilik gibi yasadışı işlerle uğraştığı gibi; Japonya’nın büyük kentlerinde birçok iş yeri, şirket, restoran, bar, fabrika, yetenek ajansları gibi oluşumların da üzerinde de büyük bir etkiye sahiptir. Yakuza, sadece Japonya’da da değil, dünyanın birçok farklı bölgesinde suç aktiviteleri ilgilenmektedir.

hOM58RW.png

image.png

 

 

Bir Yakuza ailesi yüzeysel olarak İtalyan mafya ailesine benzer bir yapıya sahiptir. Klanı tek bir baba (kumicho) yönetir. Kabaca piramitsel bir yapının altında çeşitli teğmenleri, alt patronları ve küçük çete liderleri vardır. Hiyerarşinin anahtarı, tüm Yakuza klanlarını birbirine bağlayan bir dizi baba-oğul rolü olan oyabun-kobun ilişkisidir. Hiyerarşide kendi rütbesinde olan kişiler birbirlerine kyodai (birader) diye seslenir, birbirini kan bağı olmasa da öz kardeşi olarak görür. Oyabun, kobunundan mutlak sadakat ve sorgusuz itaat karşılığında, koruma ve prestijin yanı sıra tavsiye ve rehberlik de sağlar. Japon toplumunda onur ve geleneğe verilen önem bu ilişkileri daha da pekiştirmektedir. Ayrıca oyabun'u başarısızlığa uğratmanın cezasının aşağılayıcıdan (klandan atılma) korkunç olana (parmağın bir kısmının kesilmesi) kadar çeşitlilik gösterir. Klanın her üyesi hem oyabun hem de kobun rollerini oynayabilir, hemen üstündeki Yakuza'ya ast, altındaki gangsterlere ise patron olarak hareket edebilir.

Hem oyabun-kobun ilişkisine hem de Yakuza klanına giriş özel bir törenle yapılır. Üçüncü bir kişi yeni üye ve oyabun patronu için sake bardakları doldurur. Patron ve yeni üye kendi bardaklarından sake (geleneksel Japon içkisi) içerler. Daha sonra bardakları değiştirirler ve birbirlerinin sakelerinden içerler. Yeni üye sadece yudumlarken patron kendi payını içer.

Kadınların değeri Yakuzaların gözünde düşürülmüştür. Klan üyelerinin kızları ve eşleri bile en iyi ihtimalle hizmetçiden biraz daha fazlası olma eğilimindedir ve bazen çete fahişesi olarak kullanılırlar. Kadınlar nadiren iktidar mevkilerinde bulunurlar. İtalyan ailelerindeki kadar hürmet gösterilmez.Aşağıya hem İtalyan mafyası için hem de Yakuza için birbirlerine tekabül eden rütbeleri ve görevlerini sıralıyorum.

1. Oyabun - Boss (親分): Ailenin lideri, büyük patron. Oyabun kendisine verilen ailenin reisidir ve kendi ailesi üzerinde mutlak bir güce sahiptir ve Japon yeraltı dünyasında büyük bir etkisi vardır. Bir Yakuza klanına bağlı olan Oyabun ile karıştırılmasın bir klan içerisinde bütün aileleri kontrol eden Oyabun'a "kumicho" denir. Kumicho'nun altında birçok aile sahibi Oyabun vardır.

2. Wakagashira - Underboss (若頭): Örgütün ikinci adamı ve Oyabun'un sağ koludur. Yakuzanın günlük operasyonlarından sorumludur ve yönetimin çoğuyla ilgilenir.

3. Shateigashira - Capo(舎定): Oyabun'un üçüncü komutanı ve sol koludur. Örgütün kural ve yönetmeliklerinin uygulanmasından sorumludur. Bölgedeki genç yakuza üyelerinin işleyişini kontrol eder.

4. Saiko-komon (Consiglieri): Aile reisinin danışmanı ve sırdaşıdır. Oyabun'a tavsiye ve rehberlik sağlamaktan sorumludur. Örgütün mali işlerinden sorumludur. Legal taraftadır.

Kobun - Çocuklar

Shingiin (Lawyer): Organizasyonun hukukçusu. Örgütün hukuk işlerine bakar.

Wakaishu (Associate): Yakuza için çalışan, para getiren, iş yapan, suç ortağı olmuş olan kişiye "ayakçı" "foot soldier" Wakaishu adı verilir, "para yukarı, bok aşağı" deyiminin ortasında yer alır, görevi her hafta yaptığı işlerden kendi sorumlu olan aile üyesine para teslim etmektir.

Kaikei (兄貴): Yakuza'nın yerel bir kolunun muhasebecisi. 

Shatei(Outsider): Yakuzanın yerel bir kolunun en kıdemsiz üyesidir. Ağabeylerinin emirlerini yerine getirmekten sorumludur.

Hime (Lady): Yakuza'nın kadınları.

 

image.png

Hitabet Biçimleri/ Saygı Ekleri
Kyodai: Birader anlamına gelen Japonca kelimedir. Hiyerarşik yapıda aynı seviyede olan bireyler birbirlerine seslenmek için kullanırlar.
Aniki: Ağabey anlamına gelen Japonca kelimedir. Hiyerarşik yapıda kendinden üst seviyede olan bireylerden bahsederken kullanılır, Oyabun'dan farkı "baba" derecesinde yaşlı olmayanlar için tercih edilir.
Oyabun: Japon argosunda Patron anlamına gelen kelimedir. Hiyerarşik yapıda kendinden daha yüksek rütbeli kişilere ve liderlere bu şekilde hitap edilir.
-kun: Kun eki de genelde genç erkekler ve küçük erkek çocuklar için kullanılır. Arkadaşlarınıza, ailedeki yaşıtlarınıza veya sizden küçük birine bu ek ile hitap edebilirsiniz
-chan: Kun ekinin kadın versiyonudur. Bazen cinsiyeti farketmeksizin bebeklerde de kullanılır ama burada sevimlilik içeren bir ek olarak kullanılmaktadır. Türkçe’de “-cik” eki gibi düşünülebilir. Kullandığın kişiyi şirin bulduğun anlamına geliyor yani. Bu ek, çoğunlukla çocuklara, yakın arkadaşlara, büyükler tarafından küçük çocuklara ve genç erkeklerin sevgililerine karşı kullanılır
-san: Tanımadığınız ve ya mesafeli olduğunuz kişilere bunu söylersiniz, cinsiyet ayrımı falan yoktur. Bazen evli eşler de birbirine bu ek ile hitap edebilir. Resmi bir ektir, size yakın olmayan birisine mutlaka “san” demelisiniz. Türkçe karşılığı bay, bayan anlamlarına gelmektedir.
-sama: Yüksek derecede saygı bildirir, karşıdakini yüceltir. Eski çağlarda normal samuraylar daimyolara -sama ile hitap ederken, çiftçiler de samuraylara böyle hitap ediyordu. Yüceltme dışında bağlılık anlamı da vardır.

 

Yubitsume
Eğer bir Yakuza'nın namı “sadakatsiz, onursuz” olarak lekelenirse, serçe parmağının bir kısmını kefaret olarak ödemek zorundadır. Bu ritüelin uygulanışı da tıpkı kendisi kadar özgün biçimde gerçekleştiriliyor. Parmağı kesildikten sonra onu temiz bir beze saran çete üyesi, tekrar bağlılık yemini edebiliyor. Elindeki parmak bulunan bezi de liderine veriyor.

Bu uygulamanın yapılmasının nedeni ise Japonya tarihine uzanıyor. Çünkü kılıç kullanımı için serçe parmaklar büyük önem taşıyorlar ve kesildikleri anda eller vasıfsız kalıyor. Günümüzde bu yöntem departmana yakayı ele vermemek için kullanılmıyor ve birliğimizde "çağ dışı" olarak görülüyor.

 

Spoiler

yakuza9_orig.jpg


 

Sakazuki
Sakazuki Töreni, bir aile kurma sürecini resmileştirmek için yapılan son derece resmi bir törendir. Moderatörün bir anonsu ve oyabun tarafından bir fincan sake dökülmesiyle başlar. Kobun daha sonra fincandan bir yudum sake içer ve oyabun'a olan sadakatini simgeleyen tören kağıdına sarıp ceketinin içine koyar. Oyabun ise sakenin tamamını içer. Daha sonra katılımcılar, sunulan adakları kullanarak tanrılara sake sunmak için bir sunağa giderler. İlgili yakuza ailesinin türüne bağlı olarak farklı tanrılar temsil edilir. Törenin ardından Yakuzalar tüm vücut dövmelerini sergilemek üzere bir hamama gider ve ardından büyük bir parti düzenlenir.


 

Spoiler

image.png

Hiyerarşi


 

 


- Yakuza'da üst rütbelerini tanımıyorsun ve onlara Oyabun diye sesleneceksin.
- Saygıyı ASLA elden bırakmayacaksın ve sana verilen görevi yerine getireceksin.
- Eğer ihanet edersen "Yakuza" tarzı bir ölüm  seni bekleyecek.
- Polisle aranı kötü tutma, polisten kaçma unutma sen Yakuza'yı temsil ediyorsun.
- Sadece Yakuza ile değil, diğer herkesle iyi geçineceksin.

 

 

 

 

Spoiler

17gypi5.jpg

 

Japon / Yakuza Karışık Adetler


Japonlar temas etmekten pek hoşlanmayan bir toplumdur. Yani sarılma, el tokalaşma gibi şeyleri yapmayı tercih etmezler. Bu sebeple karşılarındaki insana olan saygılarını göstermek için hafifçe eğilmeyi tercih ederler. Sabah, akşam veya günün herhangi bir saatinde karşılarındaki kişiyle eğilerek selamlaşırlar. Bu selamlaşma türüne verilen isim ise ''ojigi'' dir.

Japonlar, eve asla ayakkabı ile girmezler. Bu konuda oldukça katı olduklarını söyleyebiliriz. Tapınaklar, kaplıcalar, bazı restoranlar, mağaza kabinleri, dişçiler ve pek çok alanda ayakkabı çıkarma zorunluluğu vardır.

Japonlar için şapırdatarak yemek; yenilen yemeğin güzel olduğunu ve alınan hazzı sergiler. Ayrıca böyle yediklerinde, yemeğin daha lezzetli olduğuna inanılıyor.

Çay seremonisi, yüzyıllardan beri japonların sanat haline getirdikleri ve içerken huzur bulduğu bir ritüeldir. Oldukça basit gözüken bu geleneğin altında yatan amaç ve anlam ise yaşanılan anı hissetmek ve o anın asla geri gelmeyeceğini bilmektir. Ruh dinlenir, aydınlanır ve zamanın içinde kaybolur. Bu yüzden çayı bir o kadar dikkatli ve özenli hazırlarlar. Çayı karıştırma biçimleri, kaseyi tutma ve çayı koyarken ki hareketlerini bile planlı bir biçimde yaparlar. Çay servisini yapan kişi karşındakiyle son kez karşılaşıyor ve son kez çay ikram ediyormuş gibi özen gösterip ona hizmet eder. 

 

Spoiler

daniel-marques-l5r-mockup.jpg



6kP97Ps.png 

image.png
 

Dövmeler

 


Yakuza dövmeleri, Yakuza üyeliğinin en görünür yönüdür, kendini adamış klan üyeleri tarafından vücutlarına kazınır. Bu dövmeler genellikle cinsel organlar da dahil tüm gövdeyi kaplar. Genellikle klan sembollerini, milliyetçi imgeleri veya samuray savaşçıları gibi geleneksel Japon ihtişamını gösteren sahneleri tasvir ederler.Yakuza üyelerinin dövmeleri, Japon kültüründe geleneksel olarak kabul edilen tasarımlardan farklıdır. Yakuza dövmeleri, genellikle büyük boyutta, ayrıntılı ve kapsamlı tasarımlardır. Bu dövmeler, genellikle sırt, göğüs ve kol gibi geniş alanlarda yapılır.

Yakuza dövmeleri, üyelerin ailelerinin sembolleri, suç dünyasındaki hiyerarşik pozisyonları ve kaderlerini temsil eden semboller içerir. Yakuza dövmelerinin tasarımları, üyelerin hayat hikayelerini, kişisel inançlarını ve suç dünyasındaki konumlarını yansıtır. Örneğin, Yakuza dövmeleri arasında "irezumi" adı verilen bir tasarım bulunur. Bu dövme tasarımı, suç dünyasında hiyerarşik bir konuma sahip olmanın göstergesidir. Bu dövme tasarımında, bir ejderha veya kaplan gibi hayvan sembolleri genellikle kullanılır. Bu hayvanlar, güç, kontrol ve liderlik gibi sembolik anlamlara sahiptir.

Bir diğer Yakuza dövme tasarımı, "horimono" olarak adlandırılır. Bu tasarım, üyenin hayat hikayesi, aile sembolü veya kişisel inançları gibi sembolik anlamları içerebilir. Bu dövme tasarımları, genellikle bir su, çiçek veya hayvan sembolü gibi sanatsal unsurlar içerir. Yakuza dövmeleri, aynı zamanda üyelerin Yakuza'ya katılımı ve bağlılığı sembolize eder. Yakuza üyeleri, bu dövmeleri çıkarmak veya kapatmak için yüksek miktarda para ödemek zorunda kalabilirler.

Yakuza bu dövmeleri Yakuza'nın yabancı statüsünün ve klana ömür boyu bağlılığının sembolü olarak taşımaktan onur duyar. Yakuza üyeleri dövmelerini gizlemek için kendilerinin girebileceği hamamlarda tamamen çıplak bir şekilde yıkanmayı tercih ederler.

Dövmeler ve Anlamları

Koi Balığı: Koi balığı, genellikle şansla ilişkilendirilen tipik bir Yakuza dövmesidir. Japon folklorunda koi balıklarının şelalelere tırmanabileceğine ve güçlü bir akışın gücüne karşı çalışabileceğine inanılıyor. Bu nedenle, koi bir kararlılık sembolüdür ve sıklıkla birinin zor koşulların üstesinden geldiğini göstermek için kullanılır. Bütün bunlar siyah koi için geçerlidir.

Kırmızı koi dövmeleri, Yakuza'nın bir parçası olan dostluk bağları gibi, genellikle erkeksi ve güçlü aşk olan bir tür aşkı sembolize eder. Mavi koi üremeyi temsil eder ve oldukça erkeksi oldukları düşünülür.

Ejderha: Japonlar, ejderhaları insanlığın patronları ve koruyucuları olarak görüyor. Ejderha dövmeleri, bilgelik ve gücün yanı sıra cesaretin de simgesidir. Siyah ejderhalar geçmişi ve bilgiyi sembolize eder. Yeşil ejderhalar doğayla bağlantılıyken, altın ejderhalar altının değeriyle ilişkilendirilir ve bir dizi erdeme sahiptir. Mavi ejderhalar yatıştırıcı, hoşgörülü ve cömerttir ve sarı ejderhalar asil ve sadık yoldaşlardır.

Dövmelerle ilişkilendirilebilecek altı Japon ejderhası türü vardır. Sui, Han, Ri, Fuku, Ka ve Hai'yi içerirler ve genellikle "Ryu" ("ejderha", örneğin Sui-Ryu) ile basılırlar. Her varyantın her birinin anlamı vardır. Örneğin ejderhanın kralı Sui ve Ri'nin olağanüstü bir görme duyusu vardır.

Anka Kuşu: Anka kuşu, ateş tarafından yutulan, ancak eski benliğinin küllerinden yeniden doğmak üzere olan mistik bir kuşu sembolize eder. Phoenix efsanesine göre, bu dövme zaferi, yeniden doğuşu ve ateşi simgeliyor. Yakuza dövmelerinde sık görülen bir tasarımdır.

Yılan: Yılan dövmesi, Japonya tarihi boyunca birçok öneme sahip olabilir. Yaşam alanları yok edilirse, bir tanrının elçisi veya bir lanet içeren bir yaratık olarak saygı görürler. Japon mitolojisinde yılanlar, bilgelik, kehanet ve Dünya'dan gelen güçle bağlantılıdır. Ayrıca ilahi dişil nitelikleri sembolize ederler ve ayrıca hastalıktan veya kötü talihten korunmanın bir sembolü olabilirler.

Samuray: Samuray dövmeleri, Bushido'nun (Samuray onu kodu, altı tanedir) gösterimidir. Kurallar saygı, cesaret, onur ve uygun davranışı vurgular ve Budist ve Konfüçyüsçü kavramların ayrılmaz bir parçasıdır. Yakuza, Bushido'nun çeşitli kurallarını benimsemiştir ve eski Japon geleneğinin koruyucuları olarak kabul edilmektedir. Yakuza'nın tarihinin incelenmesi, durumun böyle olmadığını ortaya koyuyor. İlk Yakuzalar samurayların düşmanı olan **ronin ** adı verilen ustasız samuraylardı ya da onlarla çok rahatsız edici bir ilişkileri vardı.

Kiraç Çiçekleri: Kiraz çiçekleri (“sakura”) Japon kültüründe çok önemlidir. Kısa süreleri ve kısa ömürleri, geleneksel Japon inancında hızlı akan bir nehirdeki çimen gibi bir şey olmayan yaşamın varlığını sembolize eder. Sakura ağaçtan düştükten sonra yağmur ve rüzgarla dağılır ve yerde kaybolur.

Oni Maskesi: Oniler, kötü olanlara acımasız cezalar veren iblisler veya canavarlardır. Uzun boylu, ürkütücüdürler ve genellikle mavi veya kırmızı deri, vahşi beyaz saçlar ve dişlerle tasvir edilirler. Devasa, çivili sopalar taşırlar ve görünüşlerini istedikleri zaman değiştirirler; istedikleri gibi hastalık, akıl hastalığı ve hatta ölüm getirebilirler. Zeki ve son derece aşağılıktırlar. Tercih ettikleri yiyecek insan etidir.

Bu nedenle, oni maskesi dövmesi, davranış kurallarının uygulanmasının veya cezanın dağıtılmasının bir sembolüdür. Oni'nin köyler için bir terör olduğuna, sosyal uyumsuzluk yarattığına, belirli bir suçlu grubunun reenkarnasyonları olarak görüldüğüne ve yakuza yaşam tarzıyla uyumlu olduğuna inanılıyor.

Kaplan: Kaplan (“tora”), Japon dövmelerinde kötü güçlere, hastalıklara ve şanssız şansa karşı korunmak için kullanılan bir semboldür. Japon folklorunda kaplan sonbahar mevsimini simgeler ve elementleri temsil eden dört kutsal hayvan türünden biri olarak rüzgarı yönetebilir. Aynı zamanda kararlılığı ve gücü sembolize eder.

Kuru Kafa: Japonca'da "zugaikotsu" olarak da bilinen Kafatası dövmeleri, değişimlerin, varoluş döngülerinin ve atalara saygının sembolüdür. Ölüm kavramı yaşam döngüsünün bir parçası olarak görülür, bu nedenle kafatası yaşam döngüsünün kendisinin bir sembolü olabilir.

Foo Köpeği: Genellikle "Buda'nın Aslanları" olarak anılan foo köpekleri, Budist tapınaklarının koruyucularıdır. Herhangi bir Japon tapınağını ziyaret ettiyseniz, genellikle çiftler halinde olan ve Komainu olarak bilinen foo köpekleri heykelleri gördünüz. Hayvan bir aslandır ve adını köpeklere olan benzerliğinden almıştır.

Yakuza'nın popüler bir dövme tercihi olan Foo Dog, kötülüğe ve tehlikeye karşı güvenlik sağlar. Foo köpekleri gruplar halinde olduğundan, birinin iki dövme yaptırması alışılmadık bir durum değildir.

Kopuk Baş: Kesik baş dövmesi veya Namakubi cesaret, güven ve daha tuhaf bir şekilde düşmana saygı anlamına gelebilir. Aynı zamanda bir uyarı eylemi olarak da yorumlanabilir. Hiçbir şey vücuduna dövme yapılmış bir kafa kadar net bir şekilde “benimle oynama” demektedir. Tasarımın kökleri, savaş sırasında kafa avlayan samuray kültürüne dayanmaktadır.

Şakayık: Şakayık çiçeği veya Botan zenginliği, güzelliği ve refahı simgeler. Şakayık çiçeği, fiziksel güzelliğinin ve güzellikle olan bağlantısının aksine, Japonya'da Çiçeklerin "Kralı" olarak anılır. Bu nedenle, erkeksi karakteri ve umursamaz bir tavrı sembolize eder.

Kasımpatı: Japonya'da kasımpatı çiçeği, İmparatorluk ailesinin amblemidir. Yaprakları alev gibi dışarıya doğru yayılan güneşin çiçeği olduğuna inanılıyor. Çiçeğin orta kısmı, İmparatorun her şeyin merkezindeki statüsünü simgeliyor. Dövme, uzun süreli mutluluğun ve uzun ömürlülüğün sembolüdür. Çiçekler genellikle karmaşık, büyük ölçekli dövmelerde diğer temalarla birlikte birleştirilir. Krizantemler genellikle bu parçalarda ejderhaların yanında görünür.

Akçaağaç Yaprağı: Akçaağaç yaprakları (“Momiji”) zaman içinde geçişin sembollerini temsil eder. Yapraklar genellikle esintiye kapılmış ya da suda yüzen dövmelerde resmedilmiş, zamanın akışına kapılmış insanları simgelemektedir. Yaprakların değişimi, mevsimler değiştikçe bu döngüyü göstermektedir.

Lotus: Lotus çiçeği, bir bakıma Budist dini geleneğiyle derinden bağlantılıdır. Japonya'da lotus, hayatın maksimum fantastik potansiyeline ulaşmak için verdiği mücadeleleri sembolize eder. Çiçek bir gölün derinliklerinde doğar ve çiçek açacağı yüzeye doğru yavaşça hareket eder. Çiçek açan nilüfer dövmesi, ruhsal uyanışı ve varoluşun karmaşasından daha yüksek bir gerçeklik alemine metaforik yolculuğu sembolize eder.

Su: Birçok Japon dövmesi su bazlı hikayeler içerir. Değişimi, uyumu ve yaşamı sembolize eder. Ada ülkesi, sanatında sıklıkla suya yer verir ve okyanus genellikle doğanın gücünü sembolize etmek için kullanılır.
 

Spoiler

yakuza13_orig.jpg

image.png

Yakuza yasadışı bir örgüttür. Japonya'da, Yakuza suç örgütleri, Organize Suç Yasağı Yasası kapsamında yasadışıdır ve hükümetin suçla mücadele kapsamında sıkı yasal düzenlemeleri vardır. Yakuza örgütleri, suç, uyuşturucu kaçakçılığı, fuhuş, insan kaçakçılığı ve yasadışı bahis gibi birçok yasa dışı faaliyette bulunur. Yakuza'nın bu faaliyetleri, hükümetin suçla mücadele politikaları kapsamında yasaklanmıştır. Japonya'da Yakuza üyeleri ve liderleri, polis baskınları, tutuklamalar, yargılamalar ve hapis cezalarıyla sık sık karşı karşıya kalırlar. Hükümet, Yakuza örgütlerinin finansal kaynaklarını kesmek için yasal olarak işletmeleri kapatmak, banka hesaplarını dondurmak ve diğer yasal yaptırımlar uygulamaktadır.

Yakuza örgütleri, Japonya'nın suç dünyasındaki varlığına rağmen yasal olarak tanınmış bir örgüt değildir ve Japonya'da suçla mücadele politikaları kapsamında yasaklanmıştır. Yakuza örgütleri, Japonya'nın suç dünyasında yıllardır varlığını sürdürüyor ve geçmişte bazı Japon toplumları tarafından kabul ediliyordu. Ancak son yıllarda, Yakuza örgütleri, yaptıkları yasa dışı faaliyetler nedeniyle Japon halkı tarafından giderek daha az kabul edilmeye başlamıştır. Japonya hükümeti, Yakuza örgütlerinin faaliyetlerini durdurmak ve suçla mücadele etmek için birçok adım atmıştır. Hükümet, Yakuza'ya bağlı işletmelerin finansal kaynaklarını kesmek için yasal olarak işletmeleri kapatmaktadır. Ayrıca, Yakuza örgütlerine üyelik suçunu caydırmak için yasal yaptırımlar uygulamaktadır. Japonya'da Yakuza örgütlerinin sayısı azalmakta ve üyelerinin yaş ortalaması artmaktadır. Yakuza örgütlerinin faaliyetleri ve nüfuzu da azalmaktadır. Ancak, Yakuza örgütleri hala suç dünyasında önemli bir rol oynamakta ve bazı Japon toplumlarında hala bir tür ilgi odağı olarak kalmaktadır.

Özetle, Yakuza yasadışı bir örgüttür ve Japonya hükümeti, Yakuza örgütlerinin suç faaliyetlerini durdurmak ve suçla mücadele etmek için sıkı yasal düzenlemeler uygulamaktadır ama suç faaliyetlerine rağmen Yakuza kendilerini ninkyō dantai (kelimenin tam anlamıyla "şövalye örgüt") olarak tanımlamaktadır. Yöntemleri genellikle sorgulanabilir olsa da, 1995 Kōbe depremi ve 2011 deprem ve tsunamisi sırasında depremzedelere malzeme bağışlamak ve teslim etmek gibi hayırsever eylemlerde bulundukları bilinmektedir. Yakuza zaman içinde beyaz yakalı suçlara yönelmiş, şiddet yerine giderek daha fazla rüşvete bel bağlamıştır ve gerçekten de 21. yüzyılın başlarında dünyanın en az cinayet işleyen suç gruplarından biri olmuştur. Bu faaliyetler Japonya'da yakuza ve polis arasındaki ilişkiyi karmaşık bir hale getirmektedir; yakuza üyeliğinin kendisi yasadışı değildir ve yakuzaya ait işletmeler ve çete merkezleri genellikle açıkça işaretlenmiştir. Çetenin nerede olduğu ve faaliyetleri çoğu zaman Japon polisi tarafından bilinmekte ancak polis herhangi bir işlem yapmamaktadır. Çete üyeleri, ABD Başkanı Dwight Eisenhower'ın 1960 yılındaki ziyareti sırasında güvenlik gücü olarak görev yapmak üzere bir Yakuza gücünün toplanması örneğinde olduğu gibi, kamu görevlerini yerine getirmeye bile çağrılmışlardır (ancak ziyaret sonuçta gerçekleşmemiştir).

 

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Japon Karakter Yönetimi

İSİM SEÇİMİ
Japon isimleri, Japon kültürü ve tarihiyle yakından ilişkilidir ve adlar genellikle anlamlıdır. Örneğin, "Akira" ismi "aydınlık" anlamına gelir veya "Hiroshi" ismi "cömert" anlamına gelir. Karakterinizin adını belirlerken, onun kişiliği, ailesi ve geçmişi gibi faktörlere de dikkat etmeniz gerekebilir.

Karakterinizin kişiliği, onun nasıl davrandığı, düşündüğü ve hissettiği gibi faktörlere dayanır. Japon kültüründe, saygı, sadakat, uyumluluk ve disiplin bilindiği üzere önemli değerlerdir. Karakterinizin kişiliği bu değerlere uygun olabilir veya tam tersi, bu değerlerin karşıtı olabilir. Örneğin, bir karakter tıpkı bir samuray gibi kendine saygılı, sert ve disiplinli olabilir. Diğer bir karakter ise, bir geyşa gibi daha zarif, şefkatli ve uyumlu olabilir.

Karakterinizi oluştururken ayrıca Japon kültüründe sıklıkla kullanılan renkler, desenler ve semboller gibi diğer öğeleri de düşünebilirsiniz. Örneğin, karışık çiçek desenli bir kimonoyu giyen bir karakter, Japon kültüründe çok kullanılan bir deseni yansıtabilir. Ayrıca, karakterinizin silahları ve diğer araçları da Japon kültürüne uygun olabilir.


JAPON KARAKTER CANLANDIRIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ
Kültürel farklılıklar: Japon kültürü, ziyadesiyle aşina olduğumuz Batı kültüründen önemli ölçüde farklıdır. Bu nedenle Japon karakterinizi canlandırırken, Japon kültürüne özgü davranışları, terimleri ve ritüelleri bilmek önemlidir.

Dil: Japon karakter canlandırırken Japonca terimler, ifadeler ve diyaloglar kullanmak, karakterinize daha gerçekçi bir his verir. Ancak, Japonca konuşmayı bilmeyen oyuncular için, Japonca ifadeleri İngilizce'ye çevirerek veya İngilizce ifadeleri kullanarak da karakterlerini canlandırabilirler.

Gelenekler ve ritüeller: Japon kültüründe, çeşitli gelenekler ve ritüeller vardır. Bunlar arasında, çay seremonileri, zazen meditasyonu, hanami (kiraz çiçeği izleme) gibi etkinlikler yer alır. Karakterinize uygun bir gelenek veya ritüeli canlandırmak, karakterinizi daha gerçekçi hale getirebilir.

Hobiler ve ilgi alanları: Japon karakterlerin hobileri ve ilgi alanları, batı kültüründeki karakterlerden farklı olabilir. Japon karakter canlandırırken, karakterin hobileri ve ilgi alanlarına uygun davranışlar sergilemek önemlidir. Örneğin, bonsai ağaçları veya origami yapmak gibi Japon geleneksel hobileri


GÜNLÜK RUTİN
Burada yazanları harfi harfine yerine getirmek zorunda olmasanız da -zira sunucuda ABD'ye göçmüş/burada doğmuş bir Japon'u oynuyor olacaksınız- bilmek ve zaman zaman gerçekleştirmek karakterinize adapte olmakta yardımcı olacaktır.

Sabah rutinleri: Japonlar genellikle erken kalkarlar ve sabahları egzersiz yapmak gibi kendilerine zaman ayırırlar. Bazıları sabahları meditasyon yaparak veya yoga yaparak güne başlarlar. Ayrıca, Japonlar için kahvaltı oldukça önemlidir ve tipik olarak pirinç, miso çorbası, balık ve turşu gibi geleneksel yiyecekler tüketirler.

İş hayatı: Japon kültüründe iş disiplini oldukça önemlidir. İş yerlerinde, özellikle büyük şirketlerde, sıkı bir hiyerarşi vardır ve çalışanlar üstlerine saygı göstermek zorundadırlar. İş saatleri genellikle uzundur ve çalışanlar geç saatlere kadar ofiste kalabilirler.

Şehir yaşamı: Japonlar, iş yerindeki stresi atmak için genellikle iş çıkışı barlara veya karaoke mekanlarına giderler.

Geleneksel tatiller: Japonlar, geleneksel tatillerde aileleriyle bir araya gelirler. Örneğin, yeni yıl tatili boyunca Japonlar genellikle aileleriyle birlikte olurlar ve aileye ait tapınakları ziyaret ederler. Başka bir önemli tatil ise "Obon" tatilidir. Bu tatilde, Japonlar ölmüş akrabalarını anarlar ve mezarlarına ziyaretlerde bulunurlar.

Beslenme: Japonlar, sağlıklı ve dengeli bir diyetle beslenirler. Tipik bir Japon yemeği, pirinç, balık, sebzeler ve miso çorbasından oluşur. Ayrıca, Japon mutfağı, sushi, ramen ve udon gibi dünya çapında ün kazanmış yemeklerle de bilinir.


İNANÇ & SPİRİTÜALİZM
Dünyadaki diğer ülkelerden farklı olarak Japonya, kendine özgü bir inanç sistemi ile son derece ruhani bir yapıya sahiptir. Japon diniyle ilgili en ilginç şeylerden biri, kimsenin bu konuda vaaz vermemesine rağmen, neredeyse bir ahlak kuralı, bir yaşam biçimi gibi davranmasıdır. Japonlar dini konuları günlük olarak tartışmaz ve sık sık ibadet etmezler. Japonya'da maneviyat öncelikle doğum, evlilik, ölüm ve matusuri (festivaller) sırasında uygulanır.

Şinto ve Budizm
Şinto ve Budizm Japonya'nın iki büyük dinidir. Şinto, Japon maneviyatının temelidir ve ülkenin yerli dini olarak kabul edilir. Şinto, doğa ve canlılarla uyum içinde yaşamakla ilgilenir. Doğal dünyadaki her şey bir kami'dir (tanrı). Örneğin, dünyanın dört bir yanından sayısız meraklı turisti çeken ikonik bir ruhani alan olan Fushimi Inari Tapınağı'nı ele alalım. Fushimi Inari, pirinç tanrısı Inari'ye adanmış bir tapınaktır. Alan boyunca, Tanrı'nın habercileri olarak kabul edilen çok sayıda kitsune (tilki) göreceksiniz.

Japonya'da, Şinto'nun ana ilkelerinden biri olan dört mevsime de büyük değer verilir ve kutlanır. Japonya'nın narin sakura çiçekleri altında karla kaplı rüya gibi pembe bir manzaraya büründüğü bahar aylarında, yerel halk yemek, tatlı ve atıştırmalıklara sakura aromalarını dahil ederek bu mevsimsel değişimi kucaklar. Kış mevsimi, ruhu rahatlatmak ve sıcak tutmak için sıcak ve ağır yiyeceklere odaklanılan bir mevsimdir.

Budizm Japonya'ya 6. yüzyılda gelmiş ve Nara'da yerleşmiştir. Yıllar boyunca Budizm farklı mezheplere evrilmiş ve Japonya'da en yaygın olanı Zen Budizmi olmuştur. Zamanla Şinto ve Budizm, her ikisi de farklı ruhani semboller taşıyan Japon yaşam tarzının temeli haline gelmiştir. Şinto genellikle yaşamın kutlanması, doğum evlilik ile ilişkilendirilirken, Budizm çoğunlukla cenaze törenlerinde uygulanmakta ve öbür dünya ile ilgilenmektedir.

Mabetler ve Tapınaklar
Mabetler Şinto'ya, tapınaklar ise Budizm'e atıfta bulunur. Mabetler genellikle girişte yer alan büyük bir torii kapısı ile tanımlanabilir. Kutsal bir yere girerken ruhlara saygı göstermek gerekir ve torii kapıları bir geçiş yolunu temsil eder.

Saygı Göstermek
Japonya'da ruhlara saygı göstermek herhangi bir dini inançtan bağımsız bir eylemdir. Bir Tapınağa girerken veya çıkarken bir kez eğilmeniz gerekir. Torii kapısını geçtikten sonra, temizlenmek ve arınmak için ellerinizi ve ağzınızı yıkamak üzere bambu kepçeyi kullanmanız gereken bir su çeşmesi bulmak yaygındır. Sol elinizi çalkalayın, sonra sağ elinizi çalkalayın. Sol elinize biraz su dökün ve ağzınızı çalkalayın. Sol elinizi tekrar çalkalayın ve kepçeyi çalkalayın. Dilek dilemek için sunağı arayın. Burası genellikle tepeden sarkan ve bir çana bağlı kalın bir ip göreceğiniz yerdir. Verilen ahşap kutuya bozuk para koyarsanız, iki kez eğilmeli, ellerinizi iki kez çırpmalı ve bir dilek tutmalısınız. Sonunda tekrar eğilin. Bir Budist tapınağına girerken genellikle ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekir. Dua etmek isterseniz, sunağın önündeki tatami üzerinde diz çökebilirsiniz.

Bu bilgileri kullanarak son derece dindar bir karakter yaratabilir ve inançları takip edebilirsiniz ya da karakterinizi her türlü dini inançtan uzak duran katı bir ateist yapabilirsiniz. Sizden ricam, eğer her iki yolu da kullanacaksanız, lütfen bu konuda saygılı olmanız. Verilen bilgiler, dini içerirken nasıl saygılı bir şekilde rol yapabileceğinizi göstermektedir. Din çoğu insan için çok ciddi bir şeydir, bu yüzden lütfen biraz düşünün.

JAPON İNSANI VE ETİK
Japonlar arasında görgü kuralları çok önemlidir. Temel kuralların farkında olduğunuzdan emin olmalısınız. Japonya'da insanlar birbirlerini eğilerek selamlar. Selamlama, küçük bir baş sallamadan (gündelik ve gayri resmi) belde derin bir bükülmeye (saygı göstergesi) kadar değişir. Bir yabancının başını eğmesi genellikle yeterlidir; çoğu Japon yabancıların selamlama kurallarını bilmesini beklemez. Japonya'da el sıkışmak nadirdir. Japonya'da ayakkabılarla ilgili ev içi görgü kurallarına ilişkin katı kurallar vardır. Ayakkabılar yalnızca evde değil, aynı zamanda birçok geleneksel ryokan'da (Japon tarzı hanlar), bazı restoranlarda, tapınaklarda, kalelerde ve diğer tarihi binalarda da çıkarılır. Sınır kapının kendisi değil, "genkan" olarak adlandırılan giriş alanıdır ve ayakkabılar her zaman binanın içine değil kapıya doğru çevrilmelidir. Dışarıda yemek yerken, birçok restoranda hem Batı tarzı masa ve sandalyelerin hem de bir yastığın üzerine oturmanın olağan olduğu alçak geleneksel masaların bir karışımı vardır (bu tür yemek "zashiki" olarak adlandırılır). Japon yemeklerinin çoğunu yemek için yemek çubukları kullanılır ve bunlar ortada ya da öndeki üçte birlik kısımda değil, uçlarına doğru tutulmalıdır. Japonya'da bahşiş vermek geleneksel değildir. Bunun yerine ayrılırken "gochisosama deshita" ("yemek için teşekkür ederim") demek kibardır. Hediye vermek Japon kültürünün yaygın bir parçasıdır ve farklı vesilelerle çeşitli hediyeler verilir. "Dört" kelimesi "ölüm" kelimesiyle aynı şekilde telaffuz edildiğinden, 4'lü setler halinde hediye vermekten genellikle kaçınılır. Doğum günlerinde ve Noel'de hediye vermek eskiden bir Japon geleneği değildi, ancak Batı'dan gelen güçlü etki nedeniyle artık birçok aile ve arkadaş bu günlerde hediye alışverişinde bulunmaktadır.

Yakuza Japon üyeleri genellikle Onsen'de (Japon toplu banyosu) buluşurlar. Onsen'ler geleneksel yerlerdir ve çıplak girme zorunluluğu vardır. Bunun sayesinde silahlar arka planda kalır, kişileri sembolize eden dövmeleri ön planda tutulur.

Japonya Genel Bilgi

Bir Doğu Asya ülkesi olan Japonya, Büyük Okyanus’ta yer alır ve üç binden fazla adadan meydana gelir. Doğan güneşin ülkesi olarak da anılan Japonya’nın nüfusu 127 milyondan fazladır.  Japonya adalarının en büyükleri Honşu, Hokkaido, Kyuşu ve Şikoku adalarıdır ki bu adalar ülkenin %97’sini oluşturur. En büyük şehri olan başkent Tokyo, Honshu adasındaki verimli ova üzerinde kurulmuştur. Japonya’nın ikinci büyük şehri ise Osaka’dır. diğer büyük şehirler; Kobe, Kyoto, Nijgata, Sapporo, Aomari, Hiroşima’dır.

Japonya Anayasal monarşi ile Parlamenter demokrasi yönetimi mevcuttur. Güneşin oğlu olarak adlandırılan imparatorların eski üstünlüğü ve gücü kalmamıştır. Japonya adı Zipangu kelimesinden gelir. Marko Polo, Jim-pen-kuo kelimesini yanlış olarak Zipangu diye söylemiş ve bu isim Batı’da yerleşmiştir. Jim-pen,kuo kelimesi ise Çince “güneşin doğduğu ülke” anlamına gelir. Japon bayrağı da bu isimden doğmuştur: beyaz bir yüzey üzerinde ışık saçmayan kırmızı bir yuvarlak. bu bayrak beyaz gökyüzünde güneşin bütün ihtişamıyla doğuşunu anlatır.

Japonya İnsanı
Japonlar çiçeğe çok önem verirler. japon kadınlarının çoğu çiçek yetiştirme ve bakımını öğrenmek için özel okullara giderler. Japonya’da çiçekleri vazoya yerleştirmek bile bir sanat sayılır. evinin bahçesinde çiçek yetiştirmeyen japon neredeyse yok gibidir. bu bahçelerde her çiçeğin ayrı bir önemi vardır. çiçek açma mevsimi olan ilkbaharda özel bayramlar düzenlenir ve bahçeler renkli fenerlerle süslenir. çiçeklerin evlerin belirli yerlerine konmasının kendilerine uğur getireceğine inanırlar. Sadelik ve gösterişsizlik Japonlar için epey önemlidir, hayatlarını Batı’nın birçok ulusundan çok daha renkli ve hoş bir biçime sokmayı başarmışlardır.

Japonlar gelenek ve göreneklerine çok bağlıdırlar. çoğunlukla büyük şehirler dışında yaşayan halk eski yaşayışını sürdürür. büyük şehirlerde bulunan Japonlar özellikle II. Dünya Savaşı’ndan sonra Batı yaşayışını benimsemişlerdir. Japonlar uzun yıllar boyunca ülke olarak kendilerini dışa kapatmış ve geleneklerini bu şekilde yürütmeye devam etmişlerdir. ancak 19. yy.ın ikinci yarısından itibaren Batılılaşma hareketleri Japonların giyim tarzına da yansımıştır. yine de geleneklerini yaşatmaya devam etmişlerdir. yılbaşı, evlilik, bayram, mezuniyet gibi özel günlerde kimono giymeye devam ederler. sadece kadınlar değil erkekler de kimono giyer. örneğin evlenirken gelin ve damat siyah kimono giyer. kimonoyu giymek çok zor olduğundan kadınlar bunun için özel ders alırlar.

son olarak, hepimize oldukça karmaşık şekiller olarak görünen japonca… japon alfabesi diye bir şey yoktur. bundan ötürü hece de kullanılmaz. kelimelerin hepsinin ayrı ayrı yazılışı vardır.

Japonlarda Selamlaşma

Japonlar genelde selamlaşmak için ojigi (eğilerek yapılan Japon selamı) yaparlar. Ojigi dünyaca ünlü ve selam verirken, teşekkür ederken, ayrılırken veya özür dilerken kullanıldığından oldukça kullanışlıdır.

-  "Günaydın" ("Ohayou"),
-  "Merhaba" ("Konnichiwa"),
-  "Teşekkür ederim" ("Arigatou"),
-  "Güle güle" ("Sayonara") veya
-  "Özür dilerim/Pardon" ("Sumimasen") derken yapılır.
Ojigi'de hafif bir baş eğmesinden, tüm vücudu 90 derece eğmeye varan değişik teknikler vardır. Esas olarak karşınızdaki sizden daha üst biri ise daha içten ve uzun yapılır. Buna rağmen, Japonlar yabancılardan uygun selam kuralları beklemediğinden dolayı hafif bir baş eğmek şeklinde selamlamanız yeterli olacaktır. Bu baş eğerek selamlama beceriksizce yapılan bir ojigi girişimi ile karşılaştırıldığında daha yerinde olur.

Japonlar arasında el sıkışarak selamlaşmak çok nadir görülür, fakat yabancılar için Japonların el sıkmaları (oldukça acemice olsa da) normal bir olaydır.

Duygu İfadeleri
Karşısındaki kişi ile konuşurken, karşısındaki ile çatışmaya girmemek ve uyum içinde olmak amacı ile Japonlar kendi görüş ve duygularını gizlerler ve dolaylı olarak kendilerini ifade ederler. Bu sebepten dolayı karşınızdaki şok edecek veya rahatsız edecek hareketlerden kaçının.

Kızgınlık, sinirlenme:
Japonlar özellikle bir topluluk içinde karşısındakine kızsa bile çok nadir olarak açık olarak kızgınlıklarını gösterirler. Kendilerinin yüzde yüz haklı olduklarına inansalar bile karşısındaki kişiyi sakinleştirmek için özür dilerler. Bir kişinin sinirlenip kendini kaybetmesi çocukça kabul edilir, bu sebeple Japonların çoğu sinirlendiklerinde otomatik olarak sinirlerini bastırmayı tercih ederler maskelerini düşürmek istemezler bu gelenek Samuray geleneğidir.

İki kişi anlaşmazlık içine girer veya bozuşurlarsa bunu tartışarak veya beraber içki içmeye giderek dostluk çerçevesi içinde çözmeye gayret ederler.

Üzüntü:
Kızgınlık göstermek her ne kadar kötü ise, Japonların üzüntülerini ifade etmek için oldukça usta yolları vardır. Bir Japon'un toplumda yetişkin olarak kabul görmesi için acı ve üzüntüsünü hafif bir gülümsemenin arkasına gizlemesi gerekir. Buna "kao de warau kokoro de naku" (Yüzü gülüyor fakat kalbi ağlıyor).

Erkeklerin üzüntülerini gizleme ve duygularını kontrol etmeleri beklenmesine rağmen bir erkeğin ağlaması doğal olarak karşılanabilir. Buna "otokonaki denir, aslında bir erkeğin göründüğü kadar soğuk ve duygusuz olmadığını gösterir.

"Morainaki" "sempati ile ağlama" anlamına gelir ve zayıflıktan ziyade insan duygusu belirttiği için doğallıkla karşılanır.

Eğer yaşlar içinde ağlayan bir Japon görürseniz bu her zaman o kişin üzüntülü olduğu anlamına gelmez. Bu büyük bir mutluluk göstergesi de olabilir ve "ureshinaki" denir.

Japonlara Empati:
Utangaç, sessiz olmak Japonya'da bir fazilet olarak görülür, özellikle söz konusu romantik duygular ise.

Bir kişinin isteklerini açık olarak söylemesi en iyi şekli ile saflık en kötü şekli ile kabalık olarak karşılanır. Bunun sebebi ise teklifi yapacağınız kişiyi zor duruma düşürme ihtimalinizdir.

Japonlar sessiz iletişime oldukça duyarlıdırlar. Bir şeyi açık olarak söylemek yerine usta ifadeler ile karşısındaki kişiye aktarırlar. Birçok Japon için iletişim kurmak için konuşmayı değil duyguları ve telepatiyi tercih ederler. Aynı şekilde karşısındaki kişinin kendini söz ile değil telepatik olarak anlamasını beklerler.


Japonlar direk olara "hayır" demekten nefret ederler bunun yerine :
-  "kangaete mimasu" ("bu konuyu bir düşüneyim"),
-  "zensho shimasu" ("bu konuda ne yapabileceğime bakacağım"), veya
-  "saa...sore wa chotto..." ("hmm, sanırım bu pek kolay olmayacak") şeklinde sözler kullanırlar.
Bu aslında nahoş durumlardan kaçınmak amacı ile yapılır, fakat her şeyi açık açık söylemeyi tercih eden batılılar tarafından oldukça sıkıcı olan bir durumdur.

Bazen konuşma esnasında Japonlar bir anda kafalarını evet şeklinde sallayan dinleyici durumuna geçebilirler, bu konuşan kimsenin karşısındaki Japon'un her şeyi tasdiklediğini zannedilir; fakat aslında tam tersi de olabilir ! Japonlar ile anlaşabilmek için sürekli olarak uyumlu ilişkiler kurmaya, tartışmalardan kaçınmaya ve onların duygularını anlatma biçimini anlamaya çalışmanız gereklidir.
Ev içerisinde görgü kuralları:
Japon evlerinin içine ayakkabı ile girmek çok büyük bir saygısızlıktır. Bu sebeple eve girince giriş kapısının önünde bulunan boşlukta ("Genkan") ayakkabılarınızı çıkarın ve ev sahibinin size vereceği terlikleri giyin.

Tatami döşeli geleneksel Japon odalarına terlikler çıkarılarak girilir ve ne bu odaların kapı eşiklerine ve ne de tatamilerin kenarlarına basılır.Tuvalete girerken de ev içi terlikleri çıkartılarak sadece tuvalet için olan terlikler giyilir.

Kimono giyimi zahmet isteyen ve giyimli iken hareketleri kısıtlayıcı bir kıyafettir. O sebeple kimono giyen bir bayandan dans etmek, hoplamak veya zıplamak gibi aşırı hareketler yapması için ısrarda bulunmayın. Kimono'yu Onların güzelliklerinin bir parçası olarak görmeye çalışın.
Hastane ziyaretleri esnasında küçük bir hediye götürmek normaldir, kesilmiş çiçek götürmenin de bir mahsuru yoktur; fakat saksı içinde çiçek götürmek güzel karşılanmaz.

Düğün ve partiler de düzgün giyinmek adettir. Sizi davet eden kişi "olduğun gibi gel" dese bile mutlaka düzgün bir kıyafetle gidin.

Japonlar yeni yılda kutlama kartları gönderirler ("nengajo"), fakat eğer bir ailenin ferdi o yıl içinde ölmüş ise ona kart gönderilmez.
Yemekte:
Eğer bir Japon yemeği yiyorsanız büyük ihtimalle "hashi" ("Çubuk") ile yiyeceksinizdir. Hashiler masada "hashioki" (çubuk dayanağı) üzerine ve ucu sol tarafa gelecek şekilde yerleştirirler. Hashiyi sağ eliniz ile alıp ucunu sol elinizin avucunda sabitledikten sonra tutma pozisyonuna geçiniz. Hashiyi ortasından veya ince ucundan değil kalın ucuna yakın yerinden tutunuz.
Aşağıda yazılanlar görgüsüzlük olarak kabul edilirler:
-  Hashiyi yiyecekler, özellikle de pilavın içine saplamak. Sadece cenaze törenlerinde buhurdanlığın önüne konulan pilavın içine hashi saplanarak koyulur. Hashinizi kullanmadığınız zaman hashiire'ye koyun.
-  Tabak içindeki yiyecekleri karıştırmak için hashiyi kullanmak
Yiyeceğiniz yemeği seçmek için hashiyi tabakların üzerinde havada gezdirmek.
-  Tabaktaki yemeğin en lezzetli yerini bulmak için yemeği Hashi ile altüst etmek.
-  Hashi elinizde olduğu halde tabağı tutmak.
-  Hashiniz ile direkt olarak başka birinin hashisine yiyecek vermek. Bu da sadece cenaze törenlerinde ölen kişinin kemiklerini bir kişiden diğerine verme için kullanılır.
-  Hashi ile bir nesne veya bir kişiyi göstermek

Batıda yemek yerken ses çıkarmak görgüsüzlük kabul edilirken, Japonya'da noodle yerken höpürdetmek ayıp sayılmaz, tersine ne kadar höpürdetirseniz o kadar lezzetli olduğunu ifade eder.

Yemek esnasında hemen çorbanızı içmeyin. Japonya'da yemekler genellikle hepsi bir arada gelir, o sebeple tüm yemeklerin gelmesini ve herkesin hazır olmasını bekleyin.

Yemeğe başlarken "itadakimasu" bitirdiğinizde " gochisousama" deyin.
Japonların yabancılara sık sık yaptığı gaflar:
-  İlk defa tanıştığı bir yabancıya, adamın maaşı, veya kadının yaşı, medeni durumu, veya göğüs ölçüleri gibi oldukça kişisel sorular sormak
-  Sürekli olarak birinin ilk adı ile soyadını karıştırmak
-  El sıkışırken karşısındakinin elini, ıslak bir balık tutarmış gibi, oldukça gevşek sıkmak ve uzun zaman bırakmamak. El sıkışmak Japonya'da yeni bir adet olduğundan birçok Japon hala alışamamıştır.
-  Her karşılaştığı yabancının anadilinin İngilizce olduğunu zannetmek. Siz çok iyi Japonca bilseniz bile ısrarla İngilizce konuşup sizi İngilizcelerini geliştirmek için kullanmak.
-  Özür dilerken gülerek ve eğilerek özür dilemek. Bu gülümseme aslında sıkıntılarını gizlemek içindir, fakat karşısındaki yabancı onu ciddiye almıyormuş zanneder.
Yabancıların Japonlara sık sık yaptığı gaflar:
-  Herkesin önünde burunlarını silmek veya sümkürmek. Eğer burnunuzu silmek isterseniz ayrılıp sildikten sonra geri dönün veya, özür dileyerek "Shitsureishimasu" yapın.
-  Birisi ile konuşurken sakız çiğnemek. İş görüşmelerinde veya ilk defa tanıştığınız kişinin önünde bunu kesinlikle yapmayın.
-  Ayaklarını sandalye veya masanın üzerine uzatmak.
-  Ayakları ile bir Japon'a dokunmak (bu genelde Japon stili restoranlarda yemek yerken olur).
-  Sürgülü kapıları ayak ile açmak.
-  Toplum içinde öpüşmek.
-  Yürüyerek yemek yemek.
-  Bir Japonla konuşurken ona çok yaklaşmak. Japonlar selamlaşırken öpüşmek, sarılmak, ellemek yerine eğilerek selamlaşmayı ve birbirine fazla yaklaşmadan, dokunmadan konuşmayı tercih eder.

Hitap Ekleri

-San eki
Kullanımına örnek verecek olursak, Maseo-san olarak kullanılabilir. Bu ek, cinsiyet ayrımı olmaksızın mesafeli olduğumuz herkes için kullanılabilir. Bununla birlikte saygılı ve resmi bir hitap şeklidir.

-Sama eki
Sama ekinin -san ekinden kullanım şekli olarak bir farkı yoktur. Yine ismin sonuna eklenerek kullanılır. Ancak -sama eki, daha çok karşınızdaki kişiyi yücelten, saygınızı gösteren ve uzak bir mesafe koyan hitap şeklidir.

-Chan eki
Sevimli bir anlam taşır, genelde çocuklar ve hayvanlar için kullanılır. Bizdeki -cik eki ile aynı sayılabilir.

-Kun eki
San ekinden daha az resmi ve samimi bir ektir. Genellikle genç erkekler için kullanılan ektir.


kaynakça: 
https://www.britannica.com/topic/yakuza
https://en.wikipedia.org/wiki/Culture_of_Japan
https://www.insidejapantours.com/japanese-culture/
https://markamuduru.com/japon-is-kulturu/
https://www.esdaw.eu/yakuza-mafia-syndicate---japan.html
https://www.kyotojournal.org/society/insider-outsider/

Önerebileceğimiz Film ve Diziler
The Outsider(Film 2.Dünya Savaşı’nda hapisten salıverilen bir askerin yakuza olan hücre arkadaşına bir konuda yardımcı olması ve yakuza eğitimi almasını konu alıyor.)
Brother(Çok gelenekçi bir yapısı olan ve katı kurallara sahip Japon Yakuza örgütüne bağlı bir aile içinde iç hesaplaşmalar yaşanmaktadır.Bir suikast sonrası büyük patron öldürülür.)
Outrage/Otoreji/Öfke (Yakuzalar arasındaki iktidar savaşı kanlı ve acımasız bir hal alıyor. Tokyo'daki uyuşturucu trafiğini yöneten Yakuzalar arasındaki mücadele şiddet ve acımasızlığın dozajının git gide arttığı bir savaşa dönüşüyor.)
Giri/Haji (Japon bir dedektifin Londra'da eski bir suçlu olan kardeşini arama meselesi üzerine kurulu bir senaryoya sahip.)
Sonatine Tokyo'dan birkaç yakuza, bir çete savaşını sona erdirmeye yardım etmek için Okinawa'ya gönderilir. Savaş daha sonra kızışır ve Tokyolu serseriler sahilde gizlenmeye karar verirler.
Yakuza ve Ailesi Kenji, küçük yaşlarında yakuzaya katılmıştır ve patronuna ölene dek sadakat yemini etmiştir. Patronu ise eski kafalının tekidir ve hızla değişen dünyada eski kurallara bağlı kalmak hiç kolay olmayacaktır.


Kısa Özet

Yukarıdaki metinleri bir yana bırakırsak Yakuza filmleri, oyunları, rehberleri, makaleleri okumuş birileri olarak Yakuza rolü nasıl yapılır kısaca anlatacağım. Öncelikle Amerika'da uzun süre kaldıysanız Japon kültürünü unutmuş olmanız olası bunu karakterinizi yaratırken seçmeniz gerekiyor. Hayatının çoğunu Japonya'da geçirmiş biriyseniz farklı Amerika'da geçirmiş biriyseniz farklı bir rol sergilemeniz gerekir. Eve girerken ayakkabıları çıkarmak, çay seremonisi, kullanılan kelimeler, ani parlamalar gibi faktörlerden bahsediyorum. Burada en önemli unsur Yakuza'nın yaş ortalaması 50 ve üstü olmasından kaynaklı çünkü Japonya'da artık Yakuza üyesi olmak suç olmasa da iyi bakılmıyor ve refah düzeyi yüksek toplumlarda da suç örgütlerinin insan gücü gitgide düşer. Yaşlı Yakuza üyeleri genellikle daha geleneksel davranışlar sergilerken genç Yakuza üyeleri ne yaptığını bilmeyen, sadece büyüklerinin hareketlerini taklit eden bir tutum sergilerler. Yakuza üyeleri diğer Japon insanlarından farklı olarak her kelimesini vurgulayarak kaba bir dille konuşur ve hiçbir şey yapmasa da sağa sola tehdit savurarak kontrolünü kaybeder. Özellikle diğer Yakuza üyeleri arasında kavga, gürültü, tartışma gibi olaylar fazlasıyla yaygındır. Siz yaşlı bir Yakuza rolü yaparken duygularınızı gizlememeye, bağırmaya çağırmaya, hakaret etmeye ve altlarınıza küfürler savurmaya alışabilirsiniz. Genç bir Yakuza üyesiyseniz ise sorgulamadan, fazla düşünmeden verilen işi yaparak diğer kardeşlerinizle aileye ve Oyabun'a faydalı olmayı düşük profil kalarak organizasyondaki ilerleyişini sürdürebilirsiniz. Büyüklerinize saygılı olun, patronlarınızın kapısını açın, ceketini katlayın, onlar yemeğe başlamadan yemek yemeyin, onlar rahat etmeden siz istirahat etmeyin. Gözünüz hep patronlarınızın ve ağabeylerinizin ihtiyaçlarını karşılamakta olsun. Eğilmeyi ihmal etmeyin bu özellikle yaşlı Yakuza üyeleri arasında hoş karşılanır gözüne girmenizde yardımcı olur. 

Yakuza günümüzde rüşvet, santaj, beyaz yakalı suçlar, internet pornografisi, fuhuş ve kumar işleriyle ilgilenmekte, cinayet, haraç gibi şikayete bağlı suçların çoğundan elini eteğini çekmiş durumda. Yakuza'nın gizliliği tıpkı bir mafia gibi iş adamı gözükmekten gelir. Son olarak Yakuza rollerinin alameti farikası aile içerisindeki dramalardan meydana gelir o yüzden mükemmel bir ayakçıyı canlandırmak yerine dertleri olan, sorun yaratan, başını belaya sokan ve duygularıyla hareket eden bir karakter yaratmanız ve zamanla profesyonelleşmeniz en doğrusudur. Ve büyüklerinizle vakit geçirirken takım elbise giymeyi ihmal etmeyin. Yakuza rollerini takip etmek için sunucudaki 

Göç
Amerika'ya birinci nesil (Issei) olarak kabul edilen ilk Japon göçmenlerin 1800'lerin ortasında (1869-1880) Kaliforniya'ya göç ettiği; Hawaii'deki şeker kamışı tarlalarında ve Kaliforniya çiftliklerinde çalıştığı belgelere kayıt edildiği görülmüştür. 1900 ABD nüfus sayımına göre Amerika'da 24.326 Japon'un yaşadığı, bu nüfusun sadece 410'unun kadın olduğu açıklanmıştır. Takvimler 1910'u gösterdiğinde ise bu sayı 72.157'a çıkmıştır.

Yeni yasalar, ABD'de artan Asya karşıtı duyguları yansıtıyordu. Bunların arasında, Japonya'dan göçü azaltmayı amaçlayan 1907 Centilmenler Anlaşması da vardı. Centilmenler Anlaşmasına rağmen Kaliforniya eyaletinde gerek doğum gerek göç ile Japon popülasyonu artış gösterdi ve Japon karşıtı topluluklar anlaşmanın ihlal edildiğini öne sürdü. Devamında; 1913'te, California Yabancı Arazi Yasası, Japonya'dan gelen birinci neslin arazi sahibi olmasını yasakladı. Japon göçmenlerin önünü kesme çabaları ise 1924 Göç Yasası ile 1952'ye kadar başarılı oldu. Yasa yıllık göç edebilecek birey sayısını 100 ile sınırlamaktaydı. 

Kısıtlama sürecinde ikinci nesil tarafından iş yerleri, budist tapınakları ve Japon kiliseleri açılmaya başlandı. Japon-Amerikan bireylerin Kaliforniya eyaletinde geçen zaman ile artışı ile 1930'da Japon göçmenlerin haklarını koruyup adaletsizliklerden savunmak için Japanese American Citizens League (JACL) kuruldu.


Yakuza
tumblr_inline_ouzwse6KDd1qzksrs_1280.png


Amerika'da Yakuza
Japon suç yapılanmaları Amerika'da çoğunluk olarak Hawaii eyaletinde, Los Angeles şehrinde ve San Francisco'nun Bay Area bölgesinde; devamında Seattle, Las Vegas, Arizona, Virginia, Chicago, ve New York şehrinde varlıklarını göstermiştir. Yapılanmaların Hawaii'yi Amerika'ya metamfetamin, Japonya'ya ateşli silah kaçakçılığı yapmak için istasyon olarak kullandığı bilinmekte. Asyalı turist ve asyalı Amerika vatandaşların çoğunluğu sayesinde yerel popülasyonun arasına rahatlıkla karışabilmekteler. Ek olarak lokal çeteler ile çalışıp asyalı turistleri kumarhaneler ve genelevlere yönlendirdikleri de bilgi dahilinde.
Örgütlerin Kaliforniya'da Kore-Amerikan çeteleri ve Çin-Amerikan yapılanmaları (Triad) ile iş birliği yaptıkları görülmüştür. Vietnam kökenli çeteleri ayakçı olarak kullanmak için ittifak yaptıkları da biliniyor. Sebebi ise gerektiğinde olabildiğince şiddetli/vahşi olma potansiyeline sahip olmaları -ki bu sayede 1980'ler ve 1990'ların başlarında yaptırdıkları shoot-out ve haneye tecavüzler ile hem kendi hem de Vietnam kökenli çetelerin potansiyelini gördüler.

"Asya organize suç grupları eski La Cosa Nostra'dan pek farklı değil" dedi. "Haraçla uğraşıyorlar, meşru işlere, kumara, uyuşturucuya sızıyorlar. Hızlı, kolay para kazanmanın bir yolu varsa; bunun içine giriyorlar. ”[/quote]
 

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Yubitsume sahnesi, görevinde başarısız olup patronuna laf ettiren Kyodai görevi birlikte yaptığı adamıyla beraber patronuna bağlılığını ispatlıyor.

 

[+18] Aynı aile babasına (Oyabun) bağlı iki kardeş arasındaki tartışmayı daha fazla adama sahip kardeş diğerini dişçide yakalayarak hallediyor. Ses tonuna ve ani parlamalara dikkat edin, Yakuza üyeleri bağırıp çağırmayı sever.

 

Daha fazla Yakuza davranışı, kavga, gürültü ve hır gür.

 

Yine Yakuza üyeleri şiddet açlıklarını farklı yöntemlerle dizginliyor, vinçe bağlı adama bakın aşırı tepkiler yine Japon karakterimizin jest ve mimiklerinde.


Sakazuki töreniyle aileye bir Yakuza üyesi daha katılıyor, dikkat edin Amerikan.

 

tarihinde lencarst tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

g*tune kadar dovme olmazsa olmaz

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Detaylı olmuş emeğine sağlık 💯

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Detaylı ve faydalı 💯 

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Oldukça detaylı ve bir o kadarda faydalı.

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

  • 3 hafta sonra...

Uğraşılan bir rehber olmuş, tebrik ederim.

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

  • 8Ay Sonra...
Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Görüşmeye katıl

Şimdi yayınlayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Bir hesabınız varsa, şimdi oturum açın.

Misafir
Bu konuyu yanıtla

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Biçimlendirmeyi Temizle

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömüldü.   Bunun yerine bağlantı olarak görüntüle

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    • Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Terms of UseGizlilik Politikası